- DYP LİDERİ ÇİLLER, MERSİN'DE BASIN MENSUPLARIYLA TOPLANTI DÜZENLEDİ
- "SORUNLARI MİLLETLE PAYLAŞARAK ÇÖZÜMLER ÜRETİYORUZ"
- "EKONOMİK KRİZİN DÜNYA İLE İLGİSİ YOK"
- "ASIL ENFLASYON, EV KADINININ MUTFAĞINDA"
- "SAĞLIKTA REFORM YAPILMALI"
- "BAŞI KAPALI KIZLARIN OKUL ÖNÜNDE COPLANMASI, BÜYÜK DEMOKRASİ AYBI"

GÖRÜNTÜLÜ-FOTOĞRAFLI

HÜSEYİN KAR
MERSİN (İHA) - Erdemli'de açık hava mitingine ve Tarsus'ta çiftçi kurultayına katılan Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Tansu Çiller, İçel gezisinin sonunda bir toplantı düzenleyerek, ikinci demokrasi paketi ve Türkiye'nin içinde bulunduğu son durum hakkında değerlendirmeler yaptı. İkinci demokrasi paketinin milletle bütünleşerek hazırlandığını belirten Çiller, Türkiye ekonomisinin ise büyük bir daralma içine girdiğini söyledi.

Mersin Hilton Oteli'nde yerel ve genel basın mensuplarının katıldığı bir toplantı düzenleyen DYP Lideri Tansu Çiller, iki yıldan bu yana Türkiye'yi karış karış gezerek, milletin isteklerini kendi ağzından dinlediklerini ve muhalefetin bu açıdan kendilerine faydalı olduğunu bildirdi. Milletle bütünleşerek, bütün her kesimle ittifak kurultayları yaptıklarını ifade eden Çiller, "Sorunları onlarla paylaşarak çözümler üretmeye çalışıyoruz. İkinci demokrasi paketinin olumlu olması, bu milletle içiçe olmaktan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, suskun bir millete bizim dikte ettiğimiz bir program yoktur. Tam tersine, milletin isteklerine cevap vermeye çalışan, onu emir telakki eden ve bu emre de mümkün olduğu kadar iyi bir hazırlıkla cevap vermeye çalışan görev anlayışıyla yola çıktık" dedi.

Türkiye'nin her tarafında kepenklerin kapatıldığını, işsizliğin had safhaya ulaştığını ve büyümenin yüzde dörtlere çekildiğini öne süren DYP Lideri Çiller, "Türkiye ekonomisi krizde. Bunun dünya krizi ile ilgisi yok. Çünkü büyümenin, bundan daha önce, İMF'nin kararı ile dörde indirileceği açıklanmıştır. Bu kadar geniş bir kesim, büyük bir daralma sürecine sokulursa, cebinden imkanları alınırsa, destekleme verilmezse, işte limon, iki yıl öncekinin yarısından daha aşağısına satılma durumuna düşer, faizler yükselir. Kimsenin alım gücü kalır mı, kalmaz. Alım gücü bugün yok. Alım gücü olmadığından sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Alım gücü olmazsa üretim olur mu? İhracat yok. İçeriye satama, dışarıya satama, ne olacak? Türkiye daralacak. Herkes küçülüyor. İhracat bizim dönemimizde her yıl yüzde 18 büyürken, ilk kez ocak ayında yüzde 15 düşmüştür. Bütün bunlar Türkiye'deki ciddi bir daralmanın ve Anadolu sermayesine yönelik bir daralmanın işaretidir" diye konuştu.

Çiller, enflasyondaki yükselişi ise, yanında getirdiği, tuz, şeker, çay ve benzeri gıda maddelerindeki artışlarla anlattı. Hükümetin 'Enflasyonu düşürdük' sözlerini eleştiren Çiller, "Halbuki esas şudur ki, dünyadaki petrol fiyatları düşerken KİT fiyatları da uzunca bir süre dondurulmuştur. Toptan eşya dediğimiz kimyevi maddeler, sanayi levhaları. Bunları da alanlar kalmadı. Çünkü üretim daraldıkça, stoklar da azaldıkça kimse bir şey alamıyor. Sanayici bir şey alamıyor. Böyle bir durumda ne oluyor? Toptan eşyada sanki bir duraklama varmış gibi gözüküyor. Ama gerçek şu ki, çok büyük bir fiyat artışı var. Türkiye'nin gerçeği, doğrudan doğruya ev kadınının cebini, mutfağını ilgilendiren enflasyonu görmenizi istiyorum. Esas olan, milletin gidip dükkandan aldığıdır hayat pahalılığı. Haziranda tuz 43 bin lira iken şimdi 143 bin lira. Şeker 1997'de 100 bin lira iken 1998 aralık sonu itibariyle 270 bin lira. Çay 510 bin lira iken aralık sonu itibariyle 1 milyon 470 bin lira. Üç misli de bu. İşte asıl enflasyon bu, hayat pahalılığı bu" dedi.

Sağlık konusunda milletin çok tedirgin olduğunu iddia eden Çiller, şöyle devam etti: "Çareyi, doğrudan doğruya devletin hastanesine vermek yerine, millete sigorta primi olarak vererek, herkesi sigorta şekli esasına almak, sigorta kartı ile kişinin istediği hasteneye gitmesidir. Böyle bir durumda hastaneler, birbiriyle rekabet eder hale gelecektir. Demek ki hizmet millete dönecek, yani devletçilikten milletçiliğe, millete vermeye".

Eğitim konusuna da temas eden DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "Çok büyük demokrasi aybı işlenmiştir. Dayatma çok fazladır. Bu gün hepimiz üzülerek görmekteyiz, kızlarımız, başı kapalı kızlarımız, üniversite önlerinde coplanıyor. Bunu, çok büyük bir demokrasi aybı olarak görmekteyim. Ben uzun yıllar üniversite hocalığı yaptım. Yine o dönemde böyle baskılar oldu. Ben talebelerime, ister mini etekle gel, ister başı örtülü gel. Bu senin seçme hakkın. Buna benim karışma hakkım yok. Başının dışıyla değil, başının içiyle ilgilenirim demiştim ben. Doğrusu da budur"
(HK-SA)
15.03.1999 11:16:25 TSI