Yıllar evvel Tarsus’ta şimdiki Makam Camii arkasında bir polis karakolu vardı.
Karakolun altında da bir kahvehane vardı.
Bitişiğinde dükkânlar yine aynı yerde nostaljik bir binada müftülük vardı.
Müftülüğün cümle kapısından esnaflar girer akan ırmağın suyundan su doldururlardı.
Yani Makam Camisinin hemen yanından ırmak geçerdi.
Demek zamanında caminin hemen yanına ve karakolun altına kahvehane ruhsatı veriliyormuş.
Bu karakolda suçlular falakaya yatılır. Karakolun merdiveni tahtadan zemini de tahta olduğundan bu ırmağın suyundan kovalarla su alınır tahta zemine dökülür falakaya yatırılan suçlu ıslak tahtada yalınayak gezdirilir ayağının şişmesi önlenirdi.
Şimdi bu konuları neden anlatıyorum?
Makam Camisinin yanından bir ırmağın geçtiğini kanıtlamak için.
Yıllar evvel, işte bu caminin hemen yanından geçen ırmağın altında Danyal Peygamberin mezarı olduğunu bütün yaşlılar anlatırlardı.
Onun için caminin banka tarafındaki yerde yine caminin ufak havlusunda bir sanduka var yani türbe gibi burası Danyal Peygamberin türbesi olarak gösterilirdi.
Ziyaretçilerin hepsi burayı ziyaret eder dualarını okurlardı.
Aradan zaman geçti. Kahvehane yeri ve karakol binası yıkıldı.
Yıkıldıktan sonra buraya Kuradacılar o zamana göre modern bir pasaj yaptırdılar.
Artık ruhsat nasıl verildi bilemiyorum.
Yıllar geçti geldi çattı, Makam Camisinin içinde bir kazı yapıldı.
Dediler burası Danyal Peygamberin naşının yattığı yer.
Oysa şimdiki kazılan yer değil de çok yıllar evvel ırmağın altında olduğu söylenir.
Makam Camiinin yan tarafına bir banka yapıldı.
Bu bankanın temelinden tarihi bir köprü ayağı çıktı.
O zamanın kaymakamı boş verin inşaat devam etsin dedi.
Yine yol yapımı sırasında bir göçme oldu Ulu Camiye giden yol kavşağında bir köprü ayağı çıktı üstünü kapattılar.
Şimdi gerek turizm açısından gerek eski eser açısından Makam Camiinin yanındaki Kuradacı Pasajını yıktılar.
Artık ne şekil verilecek bilemem.
ARŞİV MAKALE
