Meşhur bir söz var.

İnsan şaşırırsa evdeki hanımına teyze dermiş.

Bende yazı yazarken, bazen şaşırıyorum

Tam yazıya oturduğumda muhakkak biri gelir.

Telefon çalar.

Başka bir şeyler olur.

Diğer büyük gazeteler gibi yerimiz ayrı değil.

Sekreterim yok ki gelene meşgul desin.

Evvelki günkü yazımında başlığını Tarsus Parkının etrafı yazacağıma.

Tarsus Parkonun diye yazmışım.

Okuyucularımdan özür diliyorum.

Anadolu da gazetecilik yapmak çok zor.

Bazen duyduğunuzu bile yazamazsınız.

İsterse vesikalı olsun.

Dar bir çerçevede yaşıyoruz.

Dışarı çıktın mı önün kesilir.

Uysan bir türlü uymasan da içine atarsın.

Mesela makale yazmakta zorlanıyorum.

Büyük gazetelerde olduğu gibi.

Bizim muhabirler bize istihbarat toplamazlar.

Zaten gazetecilikte öldü.

Gece çalışmalarımız yok.

Eskiden sabahın seherine kadar dolaşırdık.

Yalan yok.

Polisten evvel biz duyardık.

Şimdi Tarsus'taki günlük gazetelerde öğleden sonra kimseyi bulamazsınız.

Şevk bitmiş.

Gönülden çalışma bitmiş.

Birbirimizle sohbet bitmiş.

Dostluk bitmiş.

Bir birimizle YAREN olmasını unutmuşuz.

Evet tekrar özür diliyorum.


ARŞİV MAKALE