Otuz yılı aşkındır takip ederim.

Tarsus'un sorunları yapılan brifingler de birçok bakana verildi.

Kimi çantasına kimi cebine koydu gitti bu şehirden.           

Bazı kaymakamlarımız, gece gündüz çalıştı bilgi topladı ve sorunları yazıya döktü.

Hiç birinin yerine getirildiğini görmedim ve duymadım.

Hele hele il olma konusunda ne çalışmalar yapıldı.

Kâğıt üzerine döküldü ve sunuldu.

Bunu en iyi bilen şimdi Kaymakamlım Yazı İşleri Müdürü Filiz Dalgıç'ta iyi bilir.

İl konusu Demokrat Parti iktidarından beri öne sürülür.

Ya Ankara da biz basın mensuplarının çektikleri.

Araba gitmez diye hepsini yaya gezerdik.

Şimdi düşünüyorum da o emeklerimiz nasılda boşa gitmiş.

O kaymakamların emekleri hepsi boşa gitmiştir.

Neden olmuştur böyle?

Tarsus bağrından yetişmiş, sert ve dişli bir milletvekiline rastlamamıştır.

Bu şehrin sorunlarını ve haklarını her gün takip edememişlerdir.

En büyük hatam bunları not alıp bir kitap haline getirmemem olmuştur.

Hiç birimizde bunu yapmamışlardır.

Belediye başkanları önümüze düşüp teşvikçi olmamışlardır.

Bazen buradan bir iki zart zurt etmişizdir hepsi o kadar.

Bakalım bu seçimden sonra böyle bir milletvekilimiz olacak mı?

Bu konularda diğer ilçeler her konu da muaffak olmuşlardır.

Fakat Tarsus muaffak olmamıştır.

Tarsus olarak bize ait olan hiçbir şeyin patentini bile almamışızdır.

Biz bu şehri bir meydana dahi kavuşturamadık.

Bayramlarda bir yerimiz var.

Bayram bitinceye kadar trafik aksar.

Sekiz dokuz kavşağı kapatırız.

Ondan sonra da öğünürüz.

Tarsus Dünya Kenti diye.

Bu şehrin derdi yani sorunlarını yazdık.

Şimdiye kadar cevap alamadığımız gibi.

Bir zatı muhteremin de küfürlerine muhatap olduk.

Dur diyecekleri yerde.

Oturup gülen de olmuştur.

Artık bende kendi kendime gülüyorum.

Aslında ağlamam daha iyi olurda.

Gülmeye alıştıran utansın diyorum.