Eski günleri hatırlarım.

İster inanın ister inanmayın.

Gözlerim yaşarır.

Dün aklıma ne geldi biliyor musunuz?

Tarsus’taki eski değirmenler.

O tarihi değirmenleri bir bir yok ettiler.

Tıkır tıkır değirmen taşları’nın sesleri gelirdi.

Değirmenin oluklarının ağzından akan o esmer unlara elinizi sokamazdınız.

O değirmenden getirdiğiniz unla bir ekmek pişirdiğiniz zaman kokusu yedi mahalleye dağılırdı.

Ekmeklerde bir lezzet vardı.

Şimdi ekmeklerin tadı yok.

Bembeyaz bir ekmek.

Üstelik unu ilaçlı ekmek yiyoruz.

Olan olmuş artık.

Gelelim o tarihi değirmenlere.

Bir bir yok ettiler.

Acımadan yıktılar.

Yahu bu tarihi katletmeyelim demediler.

Ben intizar ediyorum.

Yetkililerde göz yumdular.

Şimdi oralı bile değiller.

O yıkan ve göz yumanlar var ya.

Babasının doğum tarihini bile bilmez.

Ben intizar ediyorum.

Artık siz ne demek istediğimi anlarsınız.

Yani şimdi kalsaydı.

Vallahi esmer buğday çektirenlerden sıra bulamazdınız.

Tarsus’ta neleri yıkmadılar ki.

Kiminin işine gelmedi.

Kimi günah dedi.

Kimi arsamın önü açılsın dedi.

Kimi de onun ne olduğunu anlamadı.

Evet, intizar ediyorum.

Artık siz ne derseniz deyin.

ARŞİV MAKALE