Tarsus’ta şehir içi otobüs sürücüleri.

Toplu taşımacılık yapan minibüs sürücüleri olsun.

Böyle paso veya öğrenci indiriminden pek anlamazlar.

Mesela dolmuşa kazık gibi adam biner.

Parayı arkadan şoföre uzatır öğrenci der.

Şimdi bir de şehir içi otobüslerine binen 65 yaş meselesi var.

Hepsinin nüfus kağıdını kontrol etmek mümkün değil.

Çokta 65 yaş veya üzeri binenler var.

Şehir içi otobüsleri bu 65 yaş meselesinden şikâyetçiler.

Bazen zararda ediyorlarmış.

Gelelim hikâyemize.

Bundan 50 sene evvel.

Tarsus’tan biri evlenir.

Karısı alır İstanbul’a, tanıdıkları’nın yanına gider.

Sözde bal ayı yapmak.

Taşra çocuğu bu ya.

İstanbul da ilk defa tramvaya biner.

Görevli gelir para toplayacak.

Bizim ki 50 kuruş verir.

Ön koltukta oturan iki genç paso der yirmi beşer kuruş verirler.

Bizim ki iki üniversiteliyi arkadan dürter.

Birader siz paso dediniz yirmi beşer kuruş verdiniz neden?

Mukallit olan üniversiteli der ki.

Biz evliyiz.

Evli olanlara tramvay  yirmi beş kuruş.

İkinci gün olur.

Bizim Tarsuslu dışarı çıkacak.

Hanımına seslenir.

Zeynep, bizim evlenme cüzdanımızı ver.

Burada evlilere tramvay yarı yarıyaymış.

Alır evlenme cüzdanını ve tramvaya biner.

Görevli para toplarken.

Bizim ki paso der yirmi beş kuruşu uzatır.

Görevli bakar bu üniversiteliye benzemiyor.

Beyefendi pasonuzu rica edeyim der.

Bizim ki evlenme cüzdanını çıkarır görevliye verir.

Görevli bakar ki paso değil.

Kardeşim der.

Sen bu pasoyla Zeyneb’e binersin tramvaya değil.

Bir hatırayı anlattım.

Diyeceğim şu ki.

Tarsus’ta toplu taşımacılık daha oturmamış.

ARŞİV MAKALE